Beauty & Fashion
Subscribe SubscribedDeprecated: Function bp_core_get_user_domain is deprecated since version 12.0.0! Use bp_members_get_user_url() instead. in /home/thearttellercm/tiptuber.com/wp-includes/functions.php on line 6078
Barış Manço’nun bu nadide şarkısını ne zaman duysam tüylerim diken diken olur. Nedeni belki şarkının sözlerinden belki de şarkıya ilham olan hikayeden bilemiyorum. Ama yaşadığımız şu günlerde insanların tekrar dinleyip kim olduklarını hatırlamaları için sık sık çalınması gerektiğini düşünür oldum. İyi dinlemeler.
Bir zamanlar iki kardeş atadan kalma bir çiftlikte yaşarlarmış. Kardeşlerden biri evli çocuklu diğeri ise bekarmış. Hasat zamanı geldiğinde emek bu ya, ellerinde avuçlarında ne varsa pay ederlermiş.
Bir gün bekar olan kardeş içinden bu paylaşımın adil olmadığını düşünmüş, çünkü ne çoluğu varmış ne çocuğu. Bu nedenle hakkı olan paydan bir çuval buğdayı her gece uyanıp evli olan kardeşinin payına katmaya başlamış.
Diğer kardeşse bu paylaşımın zaten adaletli olmadığını düşünüyormuş. Ne de olsa evliymiş ne de olsa çocukları varmış. Yaşlansaymış bakanı edeni varmış. Ama ya kardeşi? Onun kimsesi yok diye düşünüyormuş.
Bu nedenle de o da her gece uyanır gizlice bir çuval buğdayı kendi payından kardeşinin payına eklermiş. Bu iki kardeş uzun yıllarca birbirinden habersiz bu eylemlerini sürdürüp durmuşlar. Bundandır ki her iki kardeşin payları eşit kalıyormuş.
Gel zaman git zaman birbirinin düşüncelerinden ve eylemlerinden haberdar olmayan bu iki kardeş, bir gece her zamanki gibi işe koyulmuşlar. Tesadüf olacak ya, karanlıkta çuvalları sürüklerken sırt sırta çarpışıvermişler, bir kıyamet bir bağırış korkmuşlar. Ancak ikisi de hemen neler döndüğünü anlamışlar. Kısa bir bakışmanın ardından bu iki kardeş göz yaşlarıyla birbirini kucaklamışlar. Kimse diğerine tek bir kelime bile etmemiş.
Ömürlerinin sonuna kadar her hasat zamanı bu iki kardeş ürünleri paylaşacakları an geldiğinde birbirine bakıp tebessüm ederek hasatlarını pay etmişler.
Peki bu kardeşlerin isimleri neymiş? Hangisi evli olan hangisi bekar bilemiyorum ama birinin adı İbrahim, diğerininki ise Halil imiş. İşte “Halil İbrahim sofrası” deyişinin, sofraları her daim bereketli olan bu kardeşlerden ileri geldiği söylenir.
İnsanlar “ekmek” derdinde.